Özellikle arıcıların söz ettiği en önemli sorun yörelere uyumlu yerli arı ırklarının yok edilmesi, yerli ırklar yerine Kafkas melezi ırkların kullanılması ve bu arılarında bulunduğu yere uyum sağlayamamasından dolayı bal veriminde ciddi azalmalara sebep olmuştur. Yörelere uyum sağlayan, bal verimi yüksek arı ırklarının oluşturulması ve üretilmesi için gerekli ıslah ve seleksiyon çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Arı yetiştiricileri, üniversiteler ve arı enstitüleri gerekli ıslah ve seleksiyon çalışmaları yapmaktadır. En önemli arıcılık sorunlarından birinin çözülmesi için ıslah çalışmalarının mutlaka yapılması gerekmektedir.
Arıcılık sorunlarından bir diğeri ise şüphesiz ki pazarlama sorunudur. Dış ülkelerden Türkiye'ye kanunsuz yollarla girişi yapılan Çin ve İran balı, bal üreticilerini zor duruma düşürmektedir. Balın üreticisinden alındıktan sonra gerekli analizleri ve testler yapıldıktan sonra belirlenen fiyat üzerinden satışa sunulmalıdır böylece sahte bal üreticilerinin önüne geçilebilmektedir. Ülkemizde yapılan arıcılıkta genellikle bal üretimine önem verilmiştir. Arıcılar polen, propolis, arı sütü, arı zehri gibi ürünlere talep olmadığı için üretmediklerini söylüyorlar. Eğer ülkemizde ilaç sanayi, arı ürünleri ve kozmetik için bir pazar oluşturulursa şüphesiz ki bal dışında diğer ürünlerin üretimi de artacaktır.
Türkiye'de arıcılık sorunlarından bir diğeri ise arı yetiştirici yapan kişilerin arılığı ilkel yöntemlerle, hakkında yeterli ve gerekli bilgiye sahip olmadan yapılmasıdır. Arıcılık yapan veya yeni başlayacak bir kişinin mutlaka arıcılık eğitimlerini pratik ve teorik alarak alması gerekir. Bu eğitimler alınarak gerekli çalışmalar yapılırsa şüphesiz ki bal veriminde büyük bir artış görülecektir.
Arıcılık sorunların bir diğeri de arıcı hastalıkları konusunda bilgi ve deneyimi olan kişilerin bulunmamasıdır. Özellikle arıcılıkta çok tehlikeli ve ihbarı zorunlu hastalıklarından biri olan varroa hastalığı ile ilgili teşhis ve tedavi için uzman kişilere ihtiyaç duyulmasıdır. Varroa hastalığın erken teşhis edilememesinden dolayı yılda binlerce koloni bu hastalık yüzünden imha edilmektedir.
Bir diğer sorundan bahsetmek gerekirse; göçer arıcılık faaliyeti ile doğadan yaralanmak ve ürünlerden verim artışı sağlamak mümkündür. Ancak göçer arıcılık faaliyeti yaparken, doğal çevrenin ve bitkisel kaynakların sürekli olarak kullanılabilmesi ve genetik çeşitliliğinin yok olmaması için pestisit (kimyasal madde)kullanımının sınırlandırılması gerekmektedir.
Türkiye'de arıcılık sorunlarının çözümü için özellikle üniversitelerde ve yetkili kuruluşlardan destek alınarak çalışmalara başlanılması gerekmektedir. Arıcılıkla ilgili gerekli yasal düzenlemeler ve eğitimler gereklidir. Arıcılık sorunları ve çözümleriyle ilgili daha fazla bilgi almak istiyorsanız, ve arıcılığa yeni başlıyorsanız gerekli arıcılıkla ilgili gerekli bilgileri edinebilmek için www.kovansa.com.tr adresimizi ziyaret edebilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder